TEKKE MAHALLESİ

Çetler Sokak, Yalıkahve Sokak, Türbe Sokak, Üzüm Çukuru Sokak, Okul Mahallesi Sokak, Mutlu Tekin Sokak, Kıran Sokak, Karaeyüp Sokak, Çukur Sokak, Dikmenekestanesi Sokak, Karaçukur Sokak, İbri Sokak, Guraba Sokak

Köyün adı Yakup Halife vakfı tarafından kurulan imaret ve medreseden gelmektedir. Yakup Halife, Hacı Emir Oğlu beyliği hükümdarı Gazi Süleyman Beyin 1397(miladi) tarihinde gerçekleştirdiği fetih faaliyeti içinde bulunan Alp Eren Türk dervişlerindir. OğUZLARIN ÇEPNİ TÜRKMENLERİ boyuna mensup olduğu anlaşılan Yakup Halife Giresun yöresinin Türkleşmesine öncülük etmiştir. Ayrıca Giresun Limanından Şebinkarahisar’a uzanan tarihi yolun ve köprülerin bakım, onarım ve güvenliğinin sağlanmasıyla görevli darbent teşkilatının da kurucusudur. Yakup Halifenin kurduğu (darbent teşkilatı için) bu müesseselerin giderlerini karşılamak üzere Hacı Emir Oğlu Bey, Süleyman Bey, Trabzon valisi Bıyıklı Mehmet Bey, Çepni ileri gelenlerinden Özlemiş Bey, ve sultan 2.Beyazıt tarafından; çevre köylerin gelirleri vakfedilmiştir. Yakup Halife Vakfına konu alan köyler şunlardır: Çatak(tekke), Iklıkçı, Arpa( pınar çukuru) Guraba, Eyri geriş köyleridir. 14.yy sonralarıyla 15.yy başlarıyla yaşadığı anlaşılan Yakup halifenin türbesi içinde Mevlana Ali Şeyh ile onunla beraber hareket eden muhtemelen kardeşi olan Süleyman Halife’nin mezarları bulunmaktadır.

Karadeniz Bölgesinin bir nevi Uc bölgesi olduğu dönemlerde Yakup Halife, Alp eren, Gâziyân, Ahiyân ve Abdalân-ı Rûm sıfatıyla fetih faaliyetlerine katılmış Türk beylerinden biri, gâzi bir Türk dervişidir. Fethettiği yöre de kılıç hakkı olarak kendisine ve zaviyesine tahsis edilmiştir. Osmanlı Devleti bölgeye egemen olduktan sonra, onun soyundan gelenlerin ve zaviyesine hizmet edenlerin imtiyazları genişletilmiştir. Yakup Halife zaviyesi cami, köprüler, derbent ve gelen-geçen herkesin yiyip içtiği konakladığı imâret gibi zaviye yapılarından oluşan geniş bir kurumdur Şer’iyye Sicillerinde Yakup Halife Soyu Yakup Halifenin günümüze kadar ulaşan soy kütüğünü, eksiksiz olarak ortaya çıkarmak, elbette kolay değildir. Ancak, onun soyundan gelen ailelerin XIX. yüzyıldaki durumlarını kısmen de olsa, Giresun kazasına ait kadı sicillerinden izlemek mümkündür. Şer’iyye kayıtları, mahkeme tutanaklarından oluştuğu için, söz konusu zaviyenin, muris ve mirasçılarının isimlerini öğrenmemizi sağlamaktadır. Giresun kazası kapsamında kalan karye-i Tekye’nin ve çevresindeki köylerin halkının Yakup Halife ile olan soy ilişkilerini ortaya koymamıza kısmi de olsa bu belgeler yardımcı olmaktadır. Söz konusu belgelerde adı geçen evlad-ı vâkıftan kimseleri şu şekilde sıralamamız mümkündür.Emir oğlu Şeyh Ömer: 1897 yılında yazılmış olan bir kadı/ şer’iyye sicilinde, “Tekye karyesinde defin-i hak ıtr-nâk olan Yakup Halife hazretlerinin zaviyedârlık cihetine ber-vech-i iştirak (olan) Şeyh Ömer’in vuku’-ı vefâtıyla..” şeklinde devam eden notlardan anlaşıldığına göre verâset, şeyhin Süleyman, Mustafa, İzzet ve Salih adındaki oğullarına geçmiştir. Şeyhin oğullarından Salih’in ölmesiyle veraseti oğlu Ömer’e; sonra oğlu Süleyman’ın vefat etmesiyle de veraseti oğulları Mustafa, Kamil, Musa ve Ömer’e intikal etmiştir. Aynı defterde yer alan bir başka kayıttan anlaşıldığına göre, bu tarihte söz konusu zaviye faaliyetlerini sürdürmektedir. Söz konusu zaviye, şer’iyye kayıtlarında Yakup Halife ve Şeyh Ali Halife şeklinde iki şeyh efendinin isimleriyle tesmiye olunmaktadır.

1900’lü yılların başında zaviye şeyhliğine Ali oğlu Mustafa Halife bakmaktadır. Şüphesiz, Yakup Halife ahfadından olanlar bundan ibarettir değildir. Bu ailelerden başka, yine aynı zaviyenin mirasçıları olan ve kayıtlarda evlâd-ı vâkıf’tan sayılan Seyyid Bilal, Seyyid Mahmut, Seyyid Halil, Seyyid Reşit benûn-u Seyyid Mustafa ve Seyyid Mehmet..” gibi isimlerinden de söz edebilir. Neticede bütün bu isimler, bölgenin etnik kökenini araştırmak ve öğrenmek isteyen kimselere önemli ipuçları sunmaktadır.